Tamamen yanmış harabelerin arasında canlı birini bulma umudu ile koşuyordu.Saatlerce köyün her sokağını gezdi ama canlı kimseye rastlayamadı.En sonunda bi taşın üzerine yattı.Üzerine yorgunluk hissi çökmüştü.Kayanın üzerinde yatarken eski güzel günler bi daha canlandı zihninde.Bunun yanı sıra geçen sene yaşadığı ilginç bir olayda aklına geldi...
Tarlada çalışan babasına yardım etmek ve orda vakit geçirmeyi çok sevdiği için,Yine bir sabah babasıyla beraber tarlaya gitmişti.Babasını ve çalışanları kimi zaman izliyor kimi zamanda ufak tefek işler yaparak onlara yardımcı oluyordu.Babasının kasabada işi çıkması üzerine tarlada diğer çalışanlarla beraber kalmak zorunda kalmıştı.Bir süre oyalanacak bişeyler buldu fakat babasının yokluğunda canı çok sıkılmıştı ve işçilerin çalışmasını fırsat bilerek gezmeye karar verdi.Ne kadar yürüdü kendi bile bimiyordu ama tarladan uzaklaştığı kesindi.Korkmuştu! etfrata türlü hayvanın sesleri yükseliyordu.Nihayetinde bir delik buldu.Boyunun kısa olmasından dolayı deliğe girebiliyordu ve içeri girmek istedi.Kafasını içeri soktuğunda ise onu hayrete düşürecek bir şeyle karşılaştı.Deliğin sonunda güçlü bir ışık hüzmesi vardı.Hem korkusu hemde merakı iyiden iyiye buraya girme isteğini arttırdı.Tüm cesaretini toplayıp deliğe girdi. Deliğin orta kısımları oldukça karanlıktı yolunu ilerideki ışıkk hüzmesine bakarak buluyordu.Çok geçmeden ışıkk hüzmesine vardı.Delikten çıktı. Burası çok güzel dekore edilmiş bir odaydı.Daha önce babasının anlattığı elf mimarilerine benziyordu.ilginç bir dille yazılmış parşomenler ve yine bilmediği bir dille yazılmış kitaplar gördü.Odanın soluna doğru ilerledi , yarı açık bi kapıyla karşılaştı.içeri girdiğinde kürsüye benzer bir şey gördü.Yaklaştıkça üzerinde bir yüzük olduğunu fark etti.O kadar güzel bi yüzüktü ki ışıl ışıl parlıyordu.Coçuk onu büyülenircesine hemen eline aldı.Dayanamayı parmağı geçirdi.Parmağına bol gelmesini düşündüğü yüzük ona tam gelmişti.Sevinçle yüzüğe bakıyordu..Ardından şiddetli bir acı hissedip yere yığıldı...
Uyandığında yüzüğü parmağına taktığı kolunda bir işaret vardı(bi nevi dövme).Hemen babası aklına gelmişti.Delikten geri çıktı.Delilkten çıktığında tekrar eline baktı elindeki yüzük sanki derisiymiş gibi aynı renge giriverdi.Elinde yüzük olup olmadığı belli bile olmuyordu...
Çıkmıştı fakat ne yöne gideceğini bilmiyordu.Korkunun etkisi ile gözlerini kapatıp koşmaya başladı.Uzun zaman koştu nihayetinde dayanamayıp bi yere oturdu.Biras dinlendi başını kaldırmasıyla içinde büyük bir sevinç doldu tarla tam karşıdaydı.Hemen tarlaya koştu, işçiler onu görünce kolundan tuttukları gibi eve götürdüler.Geldiğinde Annesi ağlıyordu oğlunu görünce ona sarıldı Babasıda bir arama ekibi kurup çıkmış eve geç dönünmüştü.Oğlunu görünce ağlamaya başlayıp ona sarıldı.Sürekli sorular sorup kolundaki izin nasıl oluştuğunu sordular.Biras kaçamak cvplar versede düşüp bi yerde bayıldığını ve uyandığında kolunda bu leke olduğunu söyledi..Her ne kadar ebeveynleri inanmasada konuyu kapatma gereği duydular.
Olanlar aklına geldikten sonra Gözleri yaşlarla dolmuştu yattığı yerden doğruldu.Elindeki yüzüğe ve ize baktı.Anlam çıkarmadı..Fakat anlamı çok basitti..Undeadler köyü bastığında görünmemesinin sebebi bu gizemli yüzüktü...Çünkü kaderinde yazılı olanları gerçekleştirmesi hayatta kalmasına bağlıydı...